Bu, AI tarafından çevrilen bir gönderidir.
Yatırımcıların Mutlaka Bilmesi Gereken Mali Tablolarda Borç Nedir?
- tr Writing language: Korece
- •
- tr Referans Ülke: tr Tüm ülkeler
- •
- Ekonomi
Dil Seç
Text summarized by durumis AI
- Borç, şirketin geri ödemesi gereken yükümlülükleridir ve yatırım yaparken şirketin mali durumunu ve gelecekteki nakit akışını etkilediği için önemli bir göstergedir.
- Borç oranı, toplam borcun öz sermayeye bölünmesiyle hesaplanır ve %100'ün altında olması uygun kabul edilir. Oran ne kadar yüksek olursa, şirketin mali riski o kadar yüksek olur.
- Faiz karşılama oranı, işletme karının faiz giderlerine bölünmesiyle hesaplanır. 1'den küçük olması, işletme karının faiz giderlerini karşılamadığı anlamına gelir ve 3 yıl üst üste 1'den küçük olması halinde şirket, sınırda şirket olarak kabul edilir.
Hisselere veya gayrimenkule yatırım yaparken, söz konusu şirketin veya varlığın sağlıklı durumunu belirlemek önemlidir ve 'borç' bu konuda mutlaka kontrol edilmesi gereken maddelerden biridir. Bu nedenle bugün borcun ne olduğu ve neden önemli olduğunu birlikte inceleyeceğiz.
Finansal Tablolar - Borç
Temel Kavramlar
Finansal tablolar söz konusu olduğunda 'borç' terimi, bir şirketin geri ödemesi gereken borç anlamına gelir. Bu, şirketin fon sağlamak amacıyla dış kuruluşlardan veya kişilerden aldığı kredileri, ödenmemiş alacakları ve peşin ödemeleri içerir. Bu borçlar şirketin mali durumunu ve gelecekteki nakit akışını etkilediği için yatırımcılar bunu dikkatlice incelemelidir.
Borçlar genellikle bir vade tarihi ve faiz oranıyla belirlenir. Vade, şirketin borcu geri ödemesi gereken zamanı gösterir ve faiz oranı, şirketin borç karşılığında ödemesi gereken faiz miktarını belirler. Yüksek faiz oranı veya kısa vade, şirketin finansman maliyetini artırabilir ve mali baskı yaratabilir, bu nedenle yatırımcıların bunu göz önünde bulundurması gerekir.
Borç türleri çeşitlidir ve her birinin özelliklerini anlamak önemlidir. Örneğin, kısa vadeli borçlar bir yıl içinde geri ödenmesi gereken borçlar iken, uzun vadeli borçlar bir yıldan daha uzun süre içinde geri ödenebilir. Dönen borçlar, şirketin hemen geri ödemesi gereken borçlardır ve dönen olmayan borçlar, bir süreliğine geri ödemesi geciktirilebilen borçlardır. Her bir borcun niteliğini ve şartlarını anlamak, şirketin mali durumunu daha doğru bir şekilde değerlendirmenizi sağlar.
Finansal Tablolardaki Borç Sınıflandırması ve Türleri
Borçlar, esas olarak dönen borçlar ve dönen olmayan borçlar olmak üzere ikiye ayrılır.
- Dönen borçlar, bir yıl içinde geri ödenmesi gereken borçlardır ve bunlara alacaklar, kısa vadeli krediler, ödenmemiş alacaklar ve peşin ödemeler dahildir. Bu borçlar, şirketin kısa vadeli fon sağlama ve geri ödeme kapasitesini değerlendirmede önemli bir göstergedir.
- Dönen olmayan borçlar, bir yıldan sonra geri ödenmesi gereken borçlardır ve bunlara tahviller, uzun vadeli krediler, emeklilik fonu yükümlülükleri dahildir. Bu borçlar, şirketin uzun vadeli fon sağlama ve geri ödeme planıyla ilgilidir ve şirketin istikrarını ve büyüme potansiyelini değerlendirmede önemli rol oynar.
Borç türleri arasında krediler, tahviller, ödenmemiş alacaklar ve peşin ödemeler yer alır.
Krediler, bankalar gibi finans kuruluşlarından alınan kredilerdir ve kısa vadeli krediler ve uzun vadeli krediler olmak üzere ikiye ayrılır. Tahviller, şirketlerin çıkardığı menkul kıymetlerdir ve hisselerle birlikte en yaygın doğrudan finansman aracıdır. Ödenmemiş alacaklar, şirketin mal veya hizmet satın alıp henüz ödemediği miktardır ve peşin ödemeler, şirketin müşterilerinden önceden aldığı paradır.
Bu borç bilgilerinin tamamı finansal tablolarda kaydedilmektedir ve yatırımcılar şirketin mali durumunu ve geri ödeme kapasitesini değerlendirmek için bunları dikkatlice incelemelidir.
Borç Oranı ve Önemi
Borç oranı, şirketin mali istikrarını değerlendirmede kullanılan en önemli göstergelerden biridir ve toplam borcu öz sermayeye bölerek hesaplanır. Bu oran yüksek olursa, şirketin borç bağımlılığı yüksek olduğu anlamına gelir ve bu da şirketin mali riskini artırdığını gösterir.
Genellikle borç oranı %100'ün altında kabul edilebilir bir düzeydir. Ancak sektör ve şirket özelliklerine göre bazı farklılıklar olabilir. Örneğin, imalat sektöründe, tesis yatırımları gibi büyük miktarlarda fon gerektiğinden borç oranı biraz daha yüksek olabilir, ancak finans sektöründe borç kullanılarak yapılan işlemler daha fazla olduğu için borç oranı nispeten daha düşük olabilir.
Yüksek borç oranına sahip şirketlerde, faiz giderleri gibi finansman maliyetleri artabilir, karlılığı düşebilir ve geri ödeme baskısı artarsa, ödeme güçlüğü (temerrüt) riski de artabilir. Öte yandan düşük borç oranına sahip şirketlerin mali yapısı daha istikrarlıdır, ekonomik dalgalanmalara uyum sağlama kapasitesi daha yüksektir, kredi notu daha yüksektir ve fon sağlama kolaylığı vardır.
Bu nedenle yatırımcılar şirketlerin borç oranlarını mutlaka kontrol etmelidir. Bu sayede şirketin mali durumunu ve geri ödeme kapasitesini değerlendirebilir ve yatırım kararı vermede yardımcı olabilirler. Ayrıca, şirketin mali durumunun iyileşip iyileşmediğini veya kötüleşip kötüleşmediğini belirlemek için borç oranındaki değişimi düzenli olarak takip etmek de önemlidir.
Uzun Vadeli Borç ve Kısa Vadeli Borç Arasındaki Fark
Borçlar, geri ödeme süresine göre uzun vadeli borçlar ve kısa vadeli borçlar olmak üzere ikiye ayrılır.
- Uzun vadeli borçlar, geri ödeme süresi bir yıldan uzun olan borçlardır. Genellikle şirketlerin uzun vadeli amaçlar için fon sağlamak amacıyla çıkardıkları tahviller veya aldıkları krediler bu kategoriye girer. Uzun vadeli borçlar, geri ödeme süresi uzun olduğundan şirketin fonları daha istikrarlı bir şekilde kullanmasını sağlar, ancak faiz giderleri yüksek olduğundan karlılığı etkileyebilir.
- Kısa vadeli borçlar, geri ödeme süresi bir yıldan kısa olan borçlardır. Genellikle şirketlerin kısa vadeli fon ihtiyacını karşılamak için bankalardan kredi alması veya ticari kağıt (CP) çıkarmış olmasıdır. Vadesi kısa olduğundan geri ödeme baskısı yüksektir ve faiz oranı değişikliklerine karşı hassastır, bu nedenle şirketin mali istikrarını büyük ölçüde etkiler.
Bu nedenle yatırımcıların şirketlerin finansal tablolarında uzun vadeli borçlar ve kısa vadeli borçlar ile ilgili miktarları ve bileşimini belirlemesi gerekir. Bu sayede şirketin fon sağlama ve kullanım şeklini anlayabilir ve mali istikrarını değerlendirebilirler.
Borç Yönetiminin Şirketler Üzerindeki Etkisi
Borç yönetimi, şirketin mali durumunu ve iş performansını büyük ölçüde etkiler. Uygun bir şekilde yönetilemezse, şirketin kredi notu düşebilir, fon sağlaması zorlaşabilir ve iflas riski artabilir. Aksine, aktif bir şekilde yönetilirse, şirketin mali istikrarı artabilir, fon sağlama maliyeti düşebilir ve karlılığı artabilir.
Öncelikle, borç oranı şirketin mali güvenliğini gösteren en önemli göstergelerden biridir ve oran yüksek olursa, şirketin borç ödeme kapasitesinin düşük olduğu anlamına gelir, bu nedenle sermaye piyasasında olumsuz bir şekilde değerlendirilme olasılığı yüksektir. Bu durum, fon sağlama maliyetinin artmasına veya fon sağlamada zorluklara yol açabilir.
Ayrıca, işletme karının faiz giderlerini karşılama yeteneğini gösteren faiz karşılama oranı da borç yönetimi açısından önemli bir göstergedir. 1'den düşükse, işletme faaliyetlerinden elde edilen karla faiz giderleri karşılanamaz, bu da şirketin devamlılığı konusunda belirsizlik yaratabilir.
Son olarak, borç geri ödeme takvimi de önemlidir ve belirli bir zaman dilimine yoğunlaşmışsa, likidite krizi yaşanabilir, bu nedenle dağıtılmış olması tercih edilir.
Yatırımcının Bilmesi Gereken Borç İle İlgili Göstergeler
Yatırımcılar, yatırım yapmayı düşündükleri şirketin borç durumunu belirlemek için bazı göstergeleri kontrol etmelidir.
- İlki, borç oranı (Debt Ratio) 'dır. Bu, şirketin toplam borcunu öz sermayeye bölerek hesaplanan bir değerdir ve şirketin mali sağlığını değerlendirmek için önemli göstergelerden biridir. Genellikle %100'ün altında kabul edilebilir bir düzeydir, ancak sektörlere göre farklılık gösterebilir.
- İkincisi, faiz karşılama oranı (Interest Coverage Ratio) 'dır. Bu, işletme karını faiz giderine bölerek hesaplanan bir değerdir ve şirketin faiz giderlerini rahatlıkla karşılayıp karşılayamayacağını gösteren bir göstergedir. 1'den küçükse, işletme karıyla faiz giderleri karşılanamaz ve 3 yıl üst üste 1'den küçükse, şirket sınırda bir şirket olarak kabul edilir.
- Son olarak, borç bağımlılığı (borç / toplam varlık) 'nı da dikkatlice incelemek gerekir. %30'un üzerinde ise, aşırı bir seviye olarak değerlendirilir ve durgunluk dönemlerinde kırılganlık riski artar.
Yatırımcılar, borç ile ilgili bu göstergeleri analiz ederek yatırım yapmayı düşündükleri şirketin mali durumunu daha doğru bir şekilde belirleyebilirler.