Konu
- #Mali Sağlamlık
- #Yatırım
- #Mali Tablolar
- #Borç Oranı
- #Borç
Oluşturulma: 2024-07-21
Oluşturulma: 2024-07-21 15:44
Hisseler veya gayrimenkul gibi yatırımlar yaparken, söz konusu şirketin veya varlığın sağlıklı durumunu değerlendirmek önemlidir; ve 'borç', mutlaka kontrol edilmesi gereken maddelerden biridir. Bu nedenle bugün, borcun ne olduğunu ve neden önemli olduğunu birlikte öğreneceğiz.
Mali tabloda 'borç' terimi, şirketin geri ödemesi gereken yükümlülükleri ifade eder. Bu, şirketin finansman sağlamak için dış kuruluşlardan veya kişilerden aldığı borçlar, ödenmemiş faturalar, peşin ödemeler vb. içerir. Bu borçlar, şirketin mali durumunu ve gelecekteki nakit akışını etkilediğinden, yatırımcılar bunları dikkatlice incelemelidir.
Borçlar genellikle vade tarihi ve faiz oranı ile belirlenir. Vade, şirketin borcu geri ödemesi gereken zamanı gösterir ve faiz oranı, şirketin borç karşılığında ödemesi gereken faiz miktarını belirler. Yüksek faiz oranları veya kısa vade, şirketin finansman maliyetini artırabilir ve mali baskıya neden olabilir, bu nedenle yatırımcılar bunu göz önünde bulundurmalıdır.
Borç türleri çeşitlidir ve her birinin özelliklerini anlamak önemlidir. Örneğin, kısa vadeli borçlar 1 yıl içinde geri ödenmesi gerekirken, uzun vadeli borçlar daha uzun bir süre içinde geri ödenebilir. Dönemsel borçlar, şirketin hemen geri ödemesi gereken borçlardır ve dönemsel olmayan borçlar, belirli bir süre için geri ödeme ertelenebilir. Her bir borcun niteliğini ve şartlarını anlamak, şirketin mali durumunu daha doğru bir şekilde değerlendirmeyi sağlar.
Borçlar, temel olarak dönemsel borçlar ve dönemsel olmayan borçlar olarak ikiye ayrılır.
Kredi, bankalar gibi finans kuruluşlarından alınan kredilerdir ve kısa vadeli kredi ile uzun vadeli kredi olarak ayrılır. Tahvil, şirketlerin çıkardığı ve hisse senetleriyle birlikte doğrudan finansman aracıdır. Ödenmemiş faturalar, şirketin mal veya hizmetleri aldıktan sonra henüz ödemediği miktardır ve peşin ödemeler, şirketin müşterilerinden peşin aldığı paradır.
Bu borç bilgileri, tümü mali tablolarda kaydedilmekte olup, yatırımcılar şirketin mali durumunu ve geri ödeme kapasitesini değerlendirmek için bunları dikkatlice incelemelidir.
Borç oranı, şirketin mali istikrarını değerlendirmek için kullanılan temel göstergelerden biridir ve toplam borcun öz sermayeye bölünmesiyle elde edilir. Bu oranın yüksek olması, şirketin borç bağımlılığının yüksek olduğuna işaret eder ve bu da şirketin mali riskini artırdığını gösterir.
Genellikle, borç oranı %100'ün altında kabul edilir. Ancak sektör veya şirket özelliklerine bağlı olarak bazı farklılıklar olabilir. Örneğin, imalat sanayinde, tesis yatırımları gibi büyük miktarda fon gerektiği için borç oranı biraz daha yüksek olabilir, ancak finans sektöründe borç kullanılarak yapılan faaliyetler daha fazla olduğundan borç oranı nispeten daha düşük olabilir.
Borç oranı yüksek olan şirketlerde faiz giderleri gibi finansman maliyetleri artabilir ve karlılık düşebilir. Ayrıca, geri ödeme baskısı arttığında, temerrüt (borç ödememesi) riski artabilir. Öte yandan, borç oranı düşük olan şirketler, istikrarlı bir mali yapıya sahip olup, ekonomik dalgalanmalara karşı daha dirençlidir, kredi notları yüksektir ve finansman sağlamak daha kolaydır.
Bu nedenle, yatırımcılar şirketin borç oranını mutlaka kontrol etmelidir. Bu sayede, şirketin mali durumunu ve geri ödeme kapasitesini değerlendirebilir ve yatırım yapıp yapmama kararını verebilirler. Ayrıca, şirketin mali durumunun iyileşip iyileşmediğini veya kötüleşip kötüleşmediğini anlamak için borç oranındaki değişiklikleri düzenli olarak takip etmek de önemlidir.
Borçlar, geri ödeme süresine göre uzun vadeli borç ve kısa vadeli borç olarak ikiye ayrılır.
Bu nedenle yatırımcılar, şirketin mali tablolarında uzun vadeli ve kısa vadeli borçların büyüklüğünü ve yapısını anlamalıdır. Bu sayede, şirketin finansman sağlama ve kullanma şeklini anlayabilir ve mali istikrarını değerlendirebilirler.
Borç yönetimi, şirketlerin mali durumunu ve iş performansını büyük ölçüde etkiler. Uygun şekilde yönetilmezse, şirketin kredi notu düşebilir, finansman sağlaması zorlaşabilir ve iflas riski artabilir. Öte yandan, aktif olarak yönetilirse, şirketin mali istikrarı artar, finansman maliyeti düşer ve karlılık iyileşir.
Öncelikle, borç oranı, şirketin mali istikrarını gösteren temel göstergelerden biridir ve ne kadar yüksek olursa, şirketin borçlarını geri ödeme kapasitesi o kadar düşük olur, bu nedenle sermaye piyasasında olumsuz değerlendirilebilir. Bunun sonucunda, finansman maliyeti artabilir veya finansman sağlamak zorlaşabilir.
Ayrıca, faiz giderlerini karşılamak için işletme gelirlerinin yeterli olup olmadığını gösteren faiz karşılığı kar oranı da borç yönetiminde önemli bir göstergedir. 1'den küçükse, işletme faaliyetlerinden elde edilen gelirle faiz bile ödenemiyor demektir, bu nedenle şirketin varlığı belirsizleşebilir.
Son olarak, borç geri ödeme takvimi de önemlidir; belirli bir tarihe yoğunlaşmışsa, likidite krizi yaşanabilir, bu nedenle dağıtılması daha iyidir.
Yatırımcılar, yatırım yapmayı düşündükleri şirketin borç durumunu anlamak için bazı göstergeleri kontrol etmelidir.
Bu borçla ilgili göstergeleri analiz ederek, yatırımcılar yatırım yapmayı düşündükleri şirketin mali durumunu daha doğru bir şekilde anlayabilirler.
Yorumlar0